David Cronenberg her filmiyle
ilgi çeken ve kalburüstü işler çıkaran bir yönetmen. Fragmanını gördüğümden
beri A Dangerous Method’u da merakla beklemekteydim. Filmin öyküsünün Freud ve
Jung’u merkez alıyor olması da benim için yeterince heyecan vericiydi. Ancak
sinema salonundan çıktığımda kalan izlenim ne yazık ki filmin vasatlığı oldu.
Önce öyküye kısaca değinelim. Geçirdiği
ağır depresyon nedeniyle akıl hastanesine yatan Sabina Spielrein, Jung’un
hastası olur. Bu arada Jung ve Freud yeni tanışmakta ve psikanalizin doğuşu
arifesindeki bu dönemde fikir alışverişinde bulunmaktadırlar. Ancak dönemin bir
başka psikiyatristi Otto Gross’un etkisinde kalan Jung’un, hastası Sabina ile
cinsel ilişkiye girmesi ve Freud’la yaşadığı fikir ayrılıkları iki ünlü ismin
arasının açılmasına neden olur. Bu arada bilmeyenler için Sabina Spielrein’ın
ilk kadın psikanalist olduğunu, Jung’la aralarında gerçekten bir ilişki
yaşandığını ve Otto Gross’un da döneminin önemli bir psikiyatristi olduğunu belirtelim.
Tüm bu bilgilerin ışığında, izlediklerinizin -en azından önemli bir kısmının-
yaşanmış olduğunu düşünürsek çok daha doyurucu ve etkileyici bir film talep
etmek büyük bir beklenti olmasa gerek.
Freud ve Jung arasındaki büyük
beklenti yaratan ve filmin belkemiği olması gereken psikanaliz sohbetleri ve yaşadıkları
çekişme ise oldukça sığ, neredeyse müsamere tadında. Her iki karakterle de yolu
kesişen Sabina Spielrein filmde daha merkezi bir rol oynuyor. Ama Keira
Knightley’in gereğinden fazla abartılı bulduğum oyunculuğu ise maalesef izleyeni
yabancılaştırmaktan başka bir etki yaratamıyor. Filmdeki en olumlu ve keyifli
dakikalar ise, izleyenlerin çoğunun hemfikir olduğu üzere, Otto Gross’u
canlandıran Vincent Casell’in göründüğü sahneler. Casell rolünde öyle
inandırıcı ki, keşke sadece Otto Gross’un hayatını anlatan bir film çekilse ve
Casell’i uzun uzun izlesek diye düşünmeden edemedim. Cronenberg’le çalıştığı
üçüncü film olan Viggo Mortensen de Freud rolüne yeterince yakışmış.
Uzun lafın kısası böylesine
zengin bir materyali harcamak David Cronenberg gibi bir yönetmene yakışmamış. Yine
de kendisinin benim gibi takipçileri önceki filmlerinin hatırına bunu görmezden
gelecek ve yeni filmi gösterime girdiğinde koşa koşa sinemaya gideceklerdir. Sonuçta
herkes hata yapabilir değil mi?
cronenberg'in son dönem filmlerini bir iki istisna dışında sevemiyorum... bu da hayalkırıklığı olacak sanırım. büyük beklentiyle bekliyordum ama imdb puanı 8 küsurlardan 7'ye düşünce, bir de bir arkadaşım yerin dibine vurunca bütün hevesim kaçmıştı, bu yazı da tuzu biberi oldu.
YanıtlaSilFilmle ilgili beklentileri yüksek tutmadan, sadece Viggo Mortensen'i Freud rolünde izlemek ve tabi Vincent Casell'e hayran olmak için izlenebilir yine de.
YanıtlaSil