2002 yılından beri maceraları hem küçükler hem de büyükler tarafından takip edilen Ice Age ekibi dördüncü filmleriyle huzurlarımızda. Dışarısı cehennem sıcağını aratmazken, filmin adına yaraşır bir şekilde soğutulmuş buzzz gibi bir salonda hem titreyerek hem de bol bol gülerek izledim filmi. Neyse ki Ice Age serisinin bu son filmi -çoğu seri filmin aksine- her zamanki formundaydı da üşüdüğümü unuttum.
İzlediyseniz fragmanından da anlaşıldığı üzere filmin açılışında sevimli ve şapşal sincap Scrat'in meşe palamudu sevdası kıtaların ayrılmasını tetikliyor. Kara parçaları birbirinden koparken mamut Manny ailesinden ayrı düşüyor ve ayrılmaz kankaları Diego ve Sid ile okyanusta kayboluyor. Bundan sonrası tahmin edileceği üzere heyecanlı, aksiyonlu, yer yer duygusal ama her seferinde komik olaylarla devam ediyor ve mutlu sona eriyor. Ama önemli olan zaten filmin sonu değil, 94 dakika boyunca izlediğiniz espriler. Bir de film başlamadan hemen önce gösterilen Simpsonslar'ın küçük kızı Maggie'nin başrolde olduğu 4,5 dakikalık kısa film o kadar eğlenceliydi ki, keşke daha uzun olsaydı diye düşünmeden edemedim.
Dördüncü filmin yeni kahramanları da var elbette: Kötü maymun korsan Kaptan Kart, tayfasındaki birbirinden şapşal karakterler, Diego'nun kalbini çalan dişi kaplan Shira ve Sid'in büyükannesi Granny. Filmin orjinalinde Kaptan Kart'ı Game of Thrones'un Tyrion Lannister'ı Peter Dinklage seslendiriyormuş, şahsen bir de ondan dinlemek isterdim. Ama Ali Poyrazoğlu, Haluk Bilginer ve Yekta Kopan'ın yer aldığı Türkçe dublaj da her zamanki gibi son derece başarılıydı.
Kimileri bir çocuk filmi deyip burun kıvırabilir ama Ice Age bana göre ilk filmden itibaren yetişkin izleyicilere de hitap etmeyi başardı. Hatta bazı esprileri çocukların değil sadece büyüklerin anlayabileceğini düşünüyorum. Örneğin sincaplar ordusunun Braveheart ve Lord of the Rings göndermesini anlayan çocuk olmamıştır büyük ihtimalle. Filmin çocuklara yönelik mesajı ise ailenin birlik ve beraberliği, dostların sadakati gibi beylik ve standart temalar üzerineydi. Zaten sonunda anlaşılacağı üzere yer yerinden oynasa, kıtalar birbirinden ayrılsa da ailenin ayrılmaz bütünlüğüne zeval gelmesi mümkün olmuyor. Yerseniz :)
Son olarak bence biri "biz çeteyiz" minvalinde cümleler kuran Diego'yu uyarsın ya da çevirisinde düzeltsinler. Malum bizim ülkede "çete olmak" pek iyi çağrışımları olan bir durum değil, sonra çocuklarımıza kötü örnek olmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.